Kısırlık (İnfertilite)

Üreme sistemiyle ilgili bir sağlık sorunu olan kısırlık (infertilite) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından "Cinsel yönden aktif olan ve herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulamayan bir çiftin, bir yıl süre içerisinde hamilelik elde edememesi durumu" olarak tanımlanır. Son yıllarda kısırlık (infertilite) sorunuyla ilgili toplumda farkındalığın artması, belirtilerinin ne olduğunun bilinmesi ve hastaların daha çok doktora başvurması nedeniyle toplumda görülme sıklığında bir artış olduğu gözlenmektedir. Geçmiş yıllara oranla kısırlığın (infertilite) arttığı yargısını tam olarak söylemek ise mümkün değildir. Bunu söyleyebilmemiz için çok daha fazla bilimsel çalışmanın ve araştırmanın yapılması gerekmektedir. Ancak şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki, genetik faktörlerin yanı sıra çevre kirliliği, sağlıksız beslenme, kötü yaşam tarzı, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam gibi faktörler, birçok hastalığı tetiklediği gibi kısırlığı da (infertilite) tetikleyebilmektedir.

Banner-aside

Kadın kısırlığında (infertilitesinde) tüplerdeki tahribat veya tıkanıklık, yumurtlama bozuklukları, çikolata kisti (endometriozis), erken menopoz ve polikistik over sendromu en sık rastlanan nedenler arasındadır. Ancak bunun dışında kadın kısırlığı (infertilitesi) nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Azalmış yumurtalık rezervi ve yumurtalık bozuklukları
  • Düzensiz adet döngüsü (Geç adet olmak veya erken adet olmak)
  • Tüplerde meydana gelen sağlık sorunları
  • Geçirilmiş karın içi operasyonları
  • Bazı enfeksiyonlar
  • Endometriozis (Çikolata kisti)
  • Polikistik Over Sendromu (PCOS)
  • Erken menopoz (40 yaşından önce kadınların adetten kesilmesi sonucu oluşan menopoz)
  • Rahimde oluşan miyomlar
  • Tiroid Problemleri (Özellikle adet döngüsünü olumsuz etkileyerek, infertiliteye (kısırlık) neden olabilmektedir.
  • Kanser öyküsü ve kanser tedavisi görmek (Kanser tedavisi sırasında alınan radyoterapi ve kemoterapi tedavileri kadının üreme becerisini etkiler.)
  • Bazı ilaçların kullanımı (Kadınların kullandığı bazı ilaçlar, yumurtlamayı olumsuz etkileyebilmektedir. Özellikle kanser tedavilerinde kullanılan sitotoksik ilaçlar da yumurta hücrelerini tahrip ederek, üreme potansiyelini azaltır.)
  • Obezite (Fazla kilolu olmak da kısırlığın ana nedenleri arasında yer alır.)
  • Tütün ve tütün ürünleri kullanmak
  • Aşırı alkol tüketmek
  • Aşırı stres
Banner-aside

Günümüzde kadınlarda da sık görülen sağlık sorunlarından biri olarak karşımıza çıkan kısırlığın (infetilite) bilinen en önemli nedenlerinden biri de yaş faktörüdür. Erkek hastalarda çok fazla yaş faktörü öne çıkmasa da kadın yaşının ilerlemesiyle birlikte kısırlık (infertilite) problemi baş göstermeye başlar. Çünkü kadınların yumurta sayısı, yaş almayla birlikte azalmaya başlar. Yumurta rezervinin azalması da üreme sağlığını olumsuz etkileyen bir faktördür. Ancak yaşın ilerlemesiyle yaşanan tek sorun yumurta sayısının azalması değildir. Bununla birlikte yumurtlama işlevi de bozulmaya başlar ve bunun sonucunda da yumurtanın kalitesi düşer. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak yumurtanın bu kadar olumsuz etkilenmesi beraberinde üreme sorunlarını yani infertiliteyi (kısırlığı) getirir. Günümüzde kadınların geç evlenmeye karar verip, ilerleyen yaşlarda çocuk sahibi olmayı planlamaları nedeniyle yaşa bağlı kısırlık (infertilite) sorunu yaşayan kadınların sayısı giderek artış göstermektedir.

İnfertilite (kısırlık), yüzde 40 oranında erkekten kaynaklanan sorunlar nedeniyle ortaya çıkar. Erkek kısırlığı (infertilitesi) nedenlerini genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Testis fonksiyonunu etkileyen sorunlar ve testiste sperm yapımının bozulmasına neden olan durumlar.
  • Testis enfeksiyonları
  • Testis travmaları
  • Testise bölgesine yönelik cerrahi girişimler
  • İnmemiş testis
  • Testisin radyoterapi, kemoterapi, kurşun, civa, böcek ilaçları, kimyasal maddeler gibi toksik maddelere maruz kalması.
  • Hormon salınımında yetersizlik
  • Testiste sperm yapımının bozulmasına neden olan her türlü durum
  • Testiste oluşan spermin erkek genital sisteminden dışarı atılmasını engelleyen durumlar.
  • Sperm sayısının ve hareketinin az olması da oldukça sık karşılaşılan sorunlardandır.
  • Sperm morfolojisi (şekil bozuklukları) ile ilgili sorunların olması
  • Azospermi, yani menide hiç sperm hücresinin olmaması durumu.
  • Kanal tıkanıklıkları
  • Hormonal nedenler
  • Ergenlik döneminde kabakulak gibi geçirilen bazı hastalıklar
  • Varikosel (Testise giden damarların genişlemesi)
  • Sertleşme ve erken boşalma gibi cinsel fonksiyon bozuklukları
  • Kanser tedavisi geçirmiş olmak
  • Bazı ilaçların kullanımı (Antibiyotiklerin bazıları uzun süre kullanıldığı zaman erkeklerde sperm azlığı yapabilmektedir. Bunun yanı sıra kemoterapi gibi kanser ilaçları, uzun süreli anabolik steroid kullanımı gibi birçok ilaç, sperm üretimini olumsuz etkilemektedir.)
  • Alkol tüketmek ve sigara kullanmak
  • Stresli bir yaşam sürmek
  • Aşırı sıcak ortamlarda uzun süre bulunma veya çalışma ortamında testis bölgesinin sıcağa maruz kalması.

Günümüzde kısırlık vakalarıyla oldukça sık karşılaşılmasındaki nedenler arasında olumsuz çevre koşullarının yanı sıra yaşam tarzımızın da etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle kısırlık (infertilite) konusunu incelediğimizde kişilerin yaşam tarzı da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Erkek ve kadınlarda infertilite (kısırlık) riskini artıran günlük alışkanlıklar ve davranışlarımız arasında şunlar yer alır:

Cinsel ilişki sıklığı: Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin cinsel ilişki sıklığını azaltması gebe kalma şansını düşürmektedir. Çiftlerin yaptığı en büyük yanlışlardan biri gebe kalma süreci uzadıkça cinsel ilişkiye girme oranını azaltmalarıdır. Gebe kalma olasılığını artırabilmek içinse haftada 2 veya 3 defa cinsel ilişkiye girilmesi önerilmektedir.

Sağlıksız ve dengesiz beslenme: Güvenilir gıdalara ulaşmada zorluk yaşadığımız bu günlerde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin özellikle beslenmelerine de çok dikkat etmeleri gerekir. Çünkü sağlıksız ve yetersiz beslenmenin üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Özellikle yumurtlama üzerinde oldukça olumsuz etkiler bırakabilir. Bu nedenle vitamin ve mineral eksikliklerinin sürekli kontrol ettirilmesi, eğer böyle bir durum varsa dengeli beslenme ve gıda takviyeleriyle tamamlanması gerekir.

Hareketsiz yaşam: Günümüzde yoğun iş temposu ve şehir yaşantısının getirdiği sorunlar nedeniyle çoğunlukla spor ve egzersiz yapmak ihmal edilebiliyor. Ancak düzenli spor yapılması gebelik şansını da artıran etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin düzenli spor yapmaları çocuk hayallerini gerçekleştirmelerinde faydalı olacaktır.

Obezite (Fazla kilo): Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen obezite, birçok hastalığın ana nedenleri arasında yer alırken, kısırlığa da (infertilite) neden olan faktörlerden biridir. Vücut Kitle İndeksi 29'dan fazla olan kadınlarda hamile kalma olasılığı düşük olabilir. Fazla kilonun yanında kadınlarda adet düzensizliği de varsa, gebe kalma sürecinde öncelikle kilo vermek faydalı olacaktır. Fazla kilo ayrıca erkekte de üreme sağlığını özellikle de sperm kalitesini bozabilmektedir. Bu nedenle erkek hastalarında baba olma sürecinde kilo vermeleri eşlerinin hamile kalma olasılığını artıracaktır.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Cinsel yolla bulaşan hastalıklar da hem erkekte hem de kadında kısırlığa (infertiliteye) neden olabilmektedir. Özellikle kadınların en sık karşılaştığı hastalıklardan biri olan klamidya enfeksiyonu, kadınların tüplerinin tıkanmasına neden olarak kısırlığa (infertiliteye) yol açabilmektedir. Sürekli tekrarlayan cinsel yolla bulaşan hastalıklar ise erkeklerde özellikle sperm kalitesinin bozulmasına neden olabilmektedir.

Tütün ve tütün ürünleri kullanımı: Maalesef ki, sigara kullanımı günümüzde artış göstermektedir. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı birçok kronik hastalığı beraberinde getirdiği gibi hem kadında hem de erkekte üreme sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kadınların sigara içmesi ya da sigara içilen ortamlara maruz kalması bile üreme yeteneğinin azalmasına neden olabilir. Erkeklerde ise sigara kullanımının sperm sayısını azalttığı ve sperm kalitesini bozduğu bilimsel araştırmalarla gözler önüne serilmiştir. Bu nedenle tüp bebek tedavileri sırasında tütün ve tütün ürünleri kullanımının bırakılması önerilmektedir.

Alkol tüketmek: Çocuk sahibi olmak isteyen ve gebe kalmak için uğrayan kadınların alkol tüketmemeleri ya da haftada 1 veya 2 kadehten fazla kullanmamaları önerilir. Aşırı alkol tüketimi erkekleri de olumsuz etkiler ve özellikle sperm kalitesinin bozulmasına yol açar.

Aşırı stres: Çağımızın en büyük sağlık sorunları arasında yerini alan stres, kısırlığı (infertilite) da tetiklemektedir. Özellikle gebe kalamayan kadınlarda stres seviyesi yükselir ve bu da üreme sağlığını olumsuz etkiler. Erkeklerde de tedavi süreci sırasında stres seviyesi oldukça fazla artmaktadır. Tüp bebek tedavilerinde ya da doğal yolla kısırlık tedavileri sırasında stresi azaltmak ve daha huzurlu bir süreç geçirmek için akupunktur yöntemi, destek tedavi olarak güvenle uygulanmaktadır. Tüp bebek tedavisi öncesinde veya eş zamanlı olarak akupunktur tedavisi almanın hiçbir yan etkisi yoktur, aksine tedavinin başarı oranın artırılmasına destek yöntem olarak fayda sağlar. Kısırlık (infertilite) tedavilerinin her aşamasında kullanılabilen akupunktur, özellikle kaygı ve stresi azaltmakta, tüp bebek tedavisine destek yöntem olarak sürece eklenebilir.

Dr. Buğra Buyrukçu'ya Sorun

Biz Sizi Arayalım